İşte, size en az dört bin yıllık
bir yemek tarifi... Tencerede kaynattığınız üç su bardağı suya bir su bardağı
bulguru ekleyin, yağ ve tuz koyup suyunu çekene kadar ateşte bırakın. Bu basit
tarifle inanılmaz besleyicilikte bir yemek elde etmiş olursunuz |
|
Başta Türkiye
olmak üzere geniş Ortadoğu coğrafyasının mutfaklarında onlarca çeşidiyle önemli
bir yeri olan bulgur, buğday tanelerinin haşlandıktan sonra kurutulup kırılmasından
elde edilir. Kullanım amacına, daha doğrusu yapılacak yemeğin niteliğine göre ince,
orta ve iri taneli olarak değirmenlerde öğütülüp hazır hale getirilir.
İşte bu basit işlemden geçen bulgur, Anadolu'da,
birbirinden leziz, birbirinden farklı, hepsi de yüzyılların imbiğinden süzülerek
gelmiş yemeklere dönüşür. Ziyafet sofralarının, düğün olsun cenaze olsun, akla
gelebilecek pek çok törenin baş köşesindeki yemekler yine bulgurdan yapılır. Onsuz
bir Anadolu mutfağı düşünülemez bile!.. |
|
Az
kalorili bu yiyecek, potasyum, mineral ve lif bakımından bir maden. Kolay saklanabilir,
çabuk bozulmaz, küflenme ve böceklenmeye karşı dayanıklı... Sağlıklı bir vücut
için mükemmel olanaklar sunan bulgur, üretimi sırasında kimyasal madde
kullanılmadığı için doğal bir gıdadır da. İçindeki vitamin ve mineraller pişme
sırasında dışarı atılmaz. Lif ve karbonhidratta zengin, yağda fakir bu gıda,
özellikle vejetaryen ve sağlıklı beslenmenin temelini oluşturur. B vitamini, demir,
fosfor, manganez bakımından da zengin olan bulgur, proteini destekler.
|
|
Dediğimiz gibi,
bulgurun nimetleri binlerce yıldır
biliniyor. İnsanoğlunun işlediği ilk gıdalardan biri olan bulgur, Moğol İmparatoru
Cengiz Han'ın ordusunun da favori yemeğiydi. MÖ 2800'de Çin İmparatoru Shen Nung,
bulgurun ana maddesi buğdayı pirinç, darı, arpa ve soya fasulyesiyle birlikte beş
kutsal bitkiden biri olarak belirledi. Hıristiyanların kutsal kitabı İncil de, eski
Babil, Hitit ve İbrani halklarının 4 bin yıl önce, Mısırlıların ve doğu
Akdeniz'de kurulu diğer uygarlıkların da MÖ 1000 yılında pişirilip kurutulmuş
buğdayı kullandıklarını gösteriyor. |
Tarihte bulgur çeşitli
isimlerle de anılmış. Romalılar ona "cerealis", İsrailoğulları
"dagan", diğer Ortadoğu halkları da "arisah" demişler ki,
İncil'de de bu adla anılır.
İncil arkeologlarına göre bulgur, yarı kaynatılıp güneşte kurutulmuş buğdaydan
elde edilir ve "burghul", "burghoul", "balgour",
"boulgur" gibi çeşitli şekillerde yazılır. Ve, kendisi gibi adı da
binlerce yıl öncesinden bugüne gelir. Birçok Batı dilinde de bulgur, Ortadoğu
halklarının kullandığı şekliyle, yani "bulgur" olarak geçiyor.Anadolu ve
Mezopotamya'da doğup dünyaya yayılan bulgur evrensel bir damak tadı. Zaten bulgurla
yapılan yemeklerin sadece tariflerine bakmak bile, ona verilen değeri anlamaya yetiyor.
Anadolu'nun sözüne kulak verip, bulguru sofralardan eksik etmemekte yarar var. Bu yarar
sadece sağlık için değil, lezzet için de... |
|
|
|